Ahmed Arif Kimdir ?

  • saat 10 sıralarında calan uzun havanın ismini rica edebılırmıyım lutfen heylor..
  • Hozan aytactan doxtor..
  • Gülsemi Bataraydan nuretin Recber in asķ sana Benzer şarkısını Diyarbakırdaki..
  • değerli dayıcığım sen bitanemsin seni öyle özlüyorum ki ve öyle seviyorum gece..
  • kesiliyor neden kesiliyor..
  • selam dersimin güçlü sesi.düzgün türkmen den seni benden alanlara eserini..
  • selamlar agıre jiyandan sen canımsın çalarsanız çok seviniriz..
  • ya bu öglen bi parca caldi sanirim servet kocakaya soyluyordu yari yari gulizari diye o..
  • mehemet tekin ben islah seydaoğlunun yegeniyım ona söylermısınız seni çok çok..
  • selam bu parça e tipi diyarbakır kapalı cezaevinde olan canım amcam tekin pasin ve..
  • Sılaw jı amed fm re ez jı stenbole mehmet ez strana xero abbas zilan diyari kurd u..
  • sıradaki parçayı sevdiğim Delil abi'me..
  • PAPATYA RESIDANCE-2'DEN SLM..
  • kaç gecedir dinliyorum. elinizde başka şarkılar yok mu. hep aynı şeyleri çevirip..
  • Değerli denge kurdıstané calisanlari. Antalya L tipi kapalı cezaevinde yeni..
  • slav malbata fırat fm daxwazyamın hunermed mem ararat strana zana andok şew baş lı..
  • slm ben istanbuldan kado pore delalamın sore parçasını..
  • Arada çalan müziğin adı..
  • İyi yayınlar Mezopotamya'nın güzel insanları agire Jiyandan verne şer..
  • Merhaba Ablam Kolay Gelsin Sıradaki Parçayı Idari Amirim Şahin Doğu Ve Idari Şefim..
  • diyarbakır e tipi kapalı ceza evi can dostum kadir ekine gükhan bagır xalo dinletmek..
  • Selamlar sizlere Sizin frekansıniz degistimi radyo dinliyemiyoruz 89.4 baska yayin..
  • TÜM DUYGU ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ ÇALIŞANLARINA VE WELAT FERDİ..
  • DUYGU ÖZEL EĞİTİM ÇALIŞANLARI VE FERDİ ATAŞ A SELAMLAR GÖNDERİP İYİ..
  • elazığ e tipi ceza evinde olan d:6 koğuşundaki bütün arkadaşlara..
  • Merhaba diyarbakır e tipi ceza evinde yatmakta olan can parçam cengize srlda bagcanda..
  • Merhabalar Ben Hasan POLAT Enver YILMAZ’Dan Mapushane Parçasını diyarbakır E tipi..
  • Abla günaydı arçelik beko servisinde çalışan tüm arkadaşlara gelsin cida..
  • Sahipsiz olan bir Memleketin batmasi haktir; Sen sahip olursan bu Memleket batmayacaktir..
  • sıradaki parça biricik sevdiğim Gülbaharıma..
  • sıradaki parça biriik sevdiğim Gülbaharıma..
  • Deniz rojhattan ez ğeyidime istiyorum..
  • İyi..
  • Mrb ben Hüsna hapishanedeki amcamın oğlu Abdulaziz Tektas'a Hozan Beşirden..
  • Şuan çalan parçanın adı..
  • slm ben memet kızıltoprak diyarbakır E tipi cezaevinde yatan kardeşim bahri..
  • slm ablam diyarbakır E tipi kapalı cezaevinde yatan kardeşim bahri kızıltopraka ve..
  • slm diyarbakır E tipi kapalı cezaevinde yatan kardeşim bahri kızıltopraka ve koyuş..
  • selamın aleyküm günaydın nehir abla sıradaki şarkı özel diyarbakır engelli..
  • yayın çok..
  • Abla bu parçayı çalda gülek biraz serdare xursi..
  • ben kocaeli dilovasından yahya çevik şöför olan dayılarım cengiz ve tuncay için..
  • Slm diyarbakır E tipi kapalı cezaevinde yatmakta olan babam mensur yalçına ve tüm..
  • ya ben sevdiğim kız için bir parça isticem ama isimlerimiz de söylenilsin ama nasıl..
  • SLAW ROJBAŞ EZ STRANA ŞEVİN&VEYSEL SIBE VERE DAXWAZIM JI VANE VE..
  • merhaba radyo ses... tarsus cezaevinde arkadaslarım MERVE BERRİN BOSTAN. GAMZE ALTUNAY...
  • Silav bo we guhdarinê birêz. - Sitranên hun dixwazin di Kurd FM de bêne weşandin bo..
  • Yolunuz açık olsun..
  • sayın amed fm şarkıcı ve şarkıcı listesi oluşturulursa çok güzel..
  • Slaw hevalemin rozelin ra burhan berken sosin sitrane dxwazım rozelin cem mıne bıla..
  • Teşekkür ediyorum Keremo. Radyo Denge Kurdi'ye..
  • Slm nehir abla Sesiniz burda güzel geliyor allah sesinizi bozmasın ozan muzafer de..
  • Slm dembaş ben pasurdan serhat ışık diyarbakır kapalı cezaevindeki E Tipi B7..
  • Slm ben sizden selda bagcan yürüyorum dikenlerin üstünde istiyorum simdiden..
  • WAY LE LE JIBO ŞEHİDEN KURDİSTANE..
  • Sen bir yana ben bir yana diyarbekir şarkısını hangi bayan..
  • were li li were lo lo lo diye kürtçe halay var adı nedir bilen..
  • tabi nerde sizde o yürek.bunu yayınlayacak..hun giş tirşikçini... heger hun ne..
  • Mersinde cezaevinde bulunan abim ilker ilkan icin guzel bi ahmet kaya parcasi acarsaniz..
  • İyi günler MED müzik ben antalyadan evin aligörde yaşayan ve bana tüm ruhuyla..
Genel |

Ahmed Arif Kimdir ?

Anlatılanlara göre, 1927 Nisan ayının 21. Gününde doğmuşum, Diyarbakır’da Yağcı sokak 7 nolu evde. Yani, yazlık ve kışlık odalarıyla, geniş avlusuyla, bahçesiyle dönemin tipik Diyarbakır evlerinden birinde.
Asıl adım, Ahmed Önal. Ahmed Arif olarak bilinirim. Öz anamın adı, Sayre. Kürt’tür. İki yaşındayken kaybettim onu, kardeşimin doğumu sırasında. Beni büyüten, emziren, yedirip içiren, eğiten Arife Anamdır. Babam, Kerküklü Arif Hikmet. Kürt değildir. Rivayete göre, babamın büyük babası Rumeli’den göçmüş buralara. Babamın sivil hayattaki son görevi, nahiye müdürlüğü. Bu üçünü de çok severim; hayatta laf söyletmem onlara. Hatta bir keresinde, nezarethanede polis, anama babama sövdü, aynı dille karşılık verdim ona; tabi cezayı kesti hemen ama olsun yinede yutmadım savurduğu küfrü.
İlkokulu Diyarbakır Siverek İlkokulunda okudum. Hatırlıyorum o dönemde “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyası başlatılmıştı. Türkçe konuşmayanlar ya da konuşamayanlar, karakola götürülüp dövülüyordu. Tam olarak hatırlamıyorum ama galiba 1934 yılıydı. Karakolun önene birini yatırmışlar, adam çıplak. Polis öldüresiye dövüyor adamı. Adam “Ya Muhammed” diye bağırıyor durmadan. Bağırmasından adamın Arap olduğunu anladık. Çünkü Türk, Kürt ya da Zaza olsaydı başka türlü bağırırdı. Biz çocuklar, aşağı yukarı yetmiş-seksen metre daha yukarıdayız; hepimizin elinde ip sapan. Anlaştık aramızda ve polislere bıraktık taşları; Arab’ı vurmamaya da gayret ettik tabi. Sapanlarla iki polisi yıktık yere, sonrada başladık kaçmaya. Akşama herkes bizden söz ediyordu mahallede.
Ortaokulu da Urfa’da okudum. Liseyi ise yatılı olarak, Afyon Lisesinde. Bütün okul hayatımda, tanıdığım en yetenekli, en yiğit, en mert, en bilgili adamlar o lisedeydi. İşte o yıllar… Yıl 1943 olmalı… Taş çatlasa 16–17 yaşındayım. Durmadan şiir yazıyorum. Bir dergi, Seçme Şiirler Demeti adıyla kuşe kâğıda basılıyor. Bir sayfanın sol başında Neyzen Tevfik, sağ başında Ahmed Arif. Ben Neyzen Tevfik’in torunu yaşındayım tabi o zaman hatta daha da küçük. Birde 10 Lira geliyor bana dergiden, telif hakkı. Düşünün Babam bana ayda 5 lira gönderebiliyor. O yüzden 10 Lira büyük paraydı o zaman için.
İlk şiirim, 1942 yılında Afyon Halkevi dergisi, Taşpınar’ın kasım sayısında yayınlandı. Şiirimin ismi “Gözlerin”Gözlerim maviliğin ruhudur.
Fecirlerin tebessümü içer.
Berraklığında ilah çocukları uyur
Ve emer sukutu beyaz gölgeler.
Aslında bu şiiri, ortaokulda yazmıştım ama son düzeltilerini lisede yaptım.
1947 yılı sonbaharında, yüksek öğrenim için Ankara’ya gittim. Dil ve Tarih, Coğrafya, Felsefe Bölümüne kaydımı yaptırdım. Bir yıl sonra Merkez Bankası’nda işe girdim. 1951 yılı Ekim ayında başlatılan “solcu tevkifatı’nda” iş yerimden alınarak götürüldüm, bunun yüzünden de eğitimi mi tamamlayamadım. Dokuz gün işkenceye mahruz kaldım. Benden, para toplayarak komünistlere dağıttığıma dair bir belgeyi imzalamamı istediler. Daha sonra soruşturma kapsamında beni İstanbul’a götürdüler; Sansar yan Hanında bir hücreye attılar beni. Orada bulduğum bir kibrit çöpüyle duvarda bir takvim oluşturdum. Doğru mu bilmiyorum ama tam 128 gün saydım. İşkenceler çok kötüydü, iddia ediyorum bana yapılan işkence kimseye yapılmamıştır bu ülkede. Çıldırmak üzereydim, sesler duyuyordum. İnsanın bazı duyuları çalışmadığında çalışan duyular eskisinden daha fazla çalışıyor. Benimde hücrede görme duyum çalışmıyordum çünkü hep karanlıktı, çığlıklar, haykırmalar duymaya başladım. Sonra dedim ki “Oğlum Ahmed burada delirirsin filan arkandan söylenti çıkarırlar, korkusundan delirdi diye kalk önüne geç bunun” ve sonra bileklerimi kestim. Sonrasını hatırlamıyorum, hastanede uyandım; zar zor yetiştirmişler. Garip… Hem işkence ediyorlar, içerde bile acı çektirmek için o kadar uğraşıyorlar hem de ölmeme izin vermeyip beni hastaneye yetiştiriyorlar. Sakın onarlın yaptığını iyilik ya da insanlık olarak algılamayın. Daha fazla acı çektirmek için beni yaşattıklarını öğrenmem uzun sürmüyor. İyileşip hücreye tekrar atılmamdan sonra, bir gece yıldırım bir telgraf geliyor bana, Anamdan. Şöyle diyor “Baban öldü, cenaze yerde kaldı, ben oralara gelemiyorum. İmza: Annen Arife. O an telgrafı okur okumaz neler yaptığımı anlatmak istemiyorum. Gençler bilmesin bunları. Ama öyle demoralize olmuşum ki hemen hastaneye yetiştiriyorlar. Daha sonra bu telgrafın düzmece olduğunu doktordan öğreniyorum. Meğerse Anam bana hiç telgraf çekmemiş.
Babamı 1953 yılında kaybettim, hala içerdeyim o vakit. Ama benim tutuklandığımı hiç bilmedi babam, başından beri benim Avrupa’da olduğumu sanıyordu.
TCK’nin 141. Maddesine ihlalden toplam 38 ay tutuklu kaldım. Tekrar ediyorum 141. Maddeye ihlalden. Nedir 141. Madde? Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Yani bana 1951 de zorla imzalattırdıkları belge. Düzmece kişilerin, düzmece tanıklarla desteklendiği, düzmece bir mahkeme tarafından, düzmece bir suçun kabulü, benim tam 38 ayıma mal oldu. 7 Ekim 1954’te tahliye edildim, tabutluktan yattığım 17 günün neticesi sağ omzumdaki ağrıyla. Hala çekerim o ağrıyı.
1956’ dan itibaren Medeniyet, Öncü ve son olarak Halkçı gazetelerinde düzeltmenlik yaptım. Şiirlerim başta Pazar Postası olmak üzere birçok dergi ve gazetede yayınlandı. İlk ve tek şiir kitabım Hasretinden Prangalar Eskittim ’i 1968 yılında çıkardım. Tek kitabımdı ama tam 20 senemi verdim o kitaba. Sonraki baskılarla eklenmiş şiirleri sayarsak tam 50 yıl. Şiirlerim kısa zamanda devrimciler, bilim adamları, gazeteciler, aydınlar ve üniversite öğrencileri arasında çok sevildi, bunu kitabımın baskı üzerine baskı yapmasından idrak ediyorum. Şüphesiz şiirlerim 1971 ve 1980 darbelerinde tutuklanan gençlere ve aydınlara dayanak oldu.
Emekliliğimden sonra Ankara’daki mütevazı evime çekildim. Gösteriş ve gürültüden uzak durmuşumdur hep, çünkü ben doğuluyum. Az gelişmiş değil, sömürülmek için kasıtlı olarak geri bırakılmış bir ülkenin aşiret töreleriyle yetişmiş bir çocuğuyum.
1983’te Anam Arife Önal’ı kaybettim. Okumamıştı ama… Pardon, okumamış yanlış oldu. Okutulmamıştı ama şirin bir kadındı. Bir keresinde komşularıyla toplanmışlar muhabbet ediyorlar. Komşu kadılar sürekli oğullarıyla övünüyorlarmış “Benim oğlum İzmir’e gitti doktor oldu. Benim oğlum İstanbul’a gitti mühendis oldu. Büyük oğlum Bursa’ ya gitti mimar oldu” diye. Anam altta kalır mı? Oda “Benim oğlumda Ankara’ya gitti komünist oldu” demiş. Garip anam ne bilsin, komünistliği de doktorluk, mühendislik gibi bir meslek zannediyor.

Asıl adım Ahmed Önal, Ahmed Arif olarak bilinirim. Yaşamım boyunca hakkı aradım; ezilenin ve güçsüzün yanında durdum. Memleketlilerim sömürülmesin, memleketlilerim kullanılmasın, memleketlilerim ölmesin diye konuştum. Eşitlik için yazdım, eşitlik için söyledim, eşitlik için dayak yedim, eşitlik için sövdüm. O günleri göremeyeceğimi bilsem de birilerine o günleri gösterebilmek için öldüm.

Ahmet Arifin Kendi Sesinden Şiirlerini dinlemek için ;

Ahmed Arif Kimdir ?